Üniversite Tercih Sürecinde Aile Tutumu
Psikolog bakışıyla, çocuklarınızı gerçekten duymak üzerine...
YKS geride kaldı. Sınav maratonunun ardından, şimdi çocuklarınızın önünde yeni bir yol ayrımı var: Üniversite tercihleri. Bu dönem sadece onlar için değil, sizin için de zor; çünkü ebeveynlik içgüdüsüyle çocuğunuzun en iyisine sahip olmasını istiyorsunuz.
Ancak şunu hatırlamakta fayda var: Bu tercih, sizin değil, çocuğunuzun hayat yolculuğuna dair bir adım. Onun ilgi alanları, yetenekleri, kişiliği ve değerleri bu kararda belirleyici olmalı. Sizler ise bu süreçte yön gösterici bir destek unsuru olmalısınız.
Ben bir psikolog olarak bu yazıyı, üniversite tercih sürecinde çocuğunun yanında olmak isteyen ama “nasıl?” sorusunun cevabını arayan anne babalara yazıyorum.
Önce Dinleyin. Gerçekten Dinleyin.
Çocuklarınızın ne düşündüğünü değil, ne hissettiğini duymaya çalışın. Hangi bölümü istediklerinden çok, neden istediklerini sorun.
- Bir bölüm ismi söylerken gözleri parlıyor mu?
- Yoksa sadece “puanım oraya yetiyor” diye mi söylüyor?
Çok basit ama etkili bir soruyu hatırlatmak isterim:
“Sen bu bölümü seçersen, nasıl bir hayatın olur sence?”
Kendi Korkularınızı Fark Edin
Aile olarak çocuklarınızın geleceğini düşündüğünüzde, aslında bazen kendi korkularınızı da taşıyorsunuz:
- “Aç kalmasın...”
- “İş bulamazsa ne yapar...”
- “Benim gibi sürünmesin...”
Bu duygular çok insani. Ama bu duygularla hareket etmek, bazen çocuğunuzun sesini bastırmanıza neden olabilir.
Unutmayın: Kendi geçmişinizi değil, onun geleceğini inşa ediyorsunuz.
Başarıyı Sadece Meslekle Tanımlamayın
Bugünün dünyasında sadece “iyi bir meslek sahibi olmak” değil, kendini tanıyan ve geliştiren bir birey olmak daha değerli.
Bir öğrenci istediği bölüme girdiğinde değil, kendini ait hissettiği yolda yürümeye başladığında başarılıdır.
Belki tıp kazanmaz ama bir köy okulunda öğretmen olur.
Belki mühendislik seçmez ama sürdürülebilir tarım yapar.
Ve hepsi çok kıymetlidir.
Karar Değişebilir, Yolculuk Devam Eder
Bugün doğru gibi görünen bir karar, yarın değişebilir. Gençler kendilerini tanıdıkça yolları da dönüşebilir. Ve bu çok normal.
Siz sadece o yolculukta arkalarında duran sessiz bir güven olun. Yargılamadan, kıyaslamadan, korkutmadan.
Model Olmak, Yön Vermekten Etkilidir
Unutmayın, çocuklarınız sizden sadece fikir değil, model alıyorlar. Nasıl karar verdiğinizi, nasıl kaygılandığınızı, nasıl iletişim kurduğunuzu izliyorlar.
- Siz sakin kalırsanız, onlar da sakinleşir.
- Siz güvenirseniz, onlar da kendilerine güvenmeyi öğrenir.
Son Söz: Yanlarında Olmayı Seçin
Eğer bu yazıyı okuyorsanız ve tercih sürecinde çocuğunuzla çatışma yaşıyorsanız, kendinize şu cümleyi hatırlatın:
“Ben onun yerine karar vermeyi değil, yanında olmayı seçiyorum.”
İnanın, en çok bu cümleye ihtiyaçları var.