Sosyal Medya’da gezerken herkesin mutlu, başarılı ve eğlenceli bir hayat yaşadığını düşündün mü? Tatilde, partide, arkadaşlarıyla kahkaha atarken…
Peki ya sen?
O an yatağında uzanıyorsan ya da ders çalışıyorsan, kendini kötü hissetmen çok normal. İşte tam bu noktada FOMO devreye giriyor.
FOMO, İngilizce “Fear of Missing Out” kelimelerinin kısaltmasıdır. Türkçesi: “Bir şeyleri kaçırma korkusu.”
Sosyal medyada gördüğümüz mutlu anlar, beynimize sürekli şu mesajı verir:
Bu düşünceler gerçek dışı bir kıyaslama yaratır. Oysa sosyal medyada paylaşılan şeyler genelde sadece en iyi anlardan ibarettir. Kimse kötü günlerini, sıkıcı anlarını paylaşmaz.
Sosyal medya, bazen gerçekliği çarpıtabilir. Neden mi?
Zamanla kendi hayatımız sıradan ve eksik görünmeye başlar. Bu durum, özgüven eksikliği, anksiyete ve yalnızlık hissine yol açabilir.
Kendine şu soruları sor:
Eğer çoğu soruya “evet” diyorsan, sosyal medya seni yönetiyor olabilir.
FOMO seni etkiliyor olabilir. Bu çok insani bir durum. Ama gerçek hayat, ekrandan ibaret değil. Mutluluk da, başarı da sadece sosyal medyada görünür olmakla ölçülmez.
Kendine ait bir tempo ve değer taşıyorsun. Sen ekransızken de varsın.
İstanbul Gelişim Üniversitesi öğrencileri bilimsel ve teknolojik gelişmelere açık, her alanda kendine güvenen, çalışacağı sektöre göre ekip çalışmasına, etik değerlere ve problem çözme becerisine sahip eleştirel düşünme yeteneği kazanmış gençlerdir. Aynı zamanda alanında lider olmayı hedefleyen, proaktif davranışları benimsemiş, Gelişimli olmanın ayrıcalıklı dünyasını keşfedip dünyaya alternatif bakış açılarını kazandırmaya çalışan, toplumsal sorumluluk bilinci ile donatılmış, geleceğe ümit, azim ve inançla bakan özgün bireylerdir.